01. Köy
02. Senden Sonra
03. Devacı
04. Zerre
05. Uzundere Barı.
06. Doğaçlama-Monolog
07. Mavi Melek
08. La Lune
09. Bir Zamanlar
10. Yemen Türküsü
11. Divane
12. Çocuklar
Şifre/Pass: birruyaicinagit
Zeki Çağlar Namlı Hakkında:
------------------------------------
Trabzon doğumlu bağlama ustası. Bağlamada kendi sitiliyle yeni bir tarz yarattı. 2002 yılında çift kutulu sistemi kullanarak telli çalgılarda yeni bir dönem başlattı. Patent enstitüsünün onayladığı bu buluşu onaylı bir devrim özelliği taşıdı. Amerika ve Avrupa müzik endüstrisi (PRS gitar gibi) çift kutulu enstrumanların haklarını almaya çalışmaktadır. 2006 yılında La Lune / Köy isimli enstrumantal albümü yayınlandı.
Kendi buluşu olan doğal stereo bağlama ve doğal stereo gitar 21.yüzyıl enstrumanlarının gelişiminde büyük rol oynayan experimental musical instruments (bart hopkin) isimli oluşum tarafından amerikada yayınlandı. ( Zeki Çağlar Namlı ile yapılan Röportaj Yorumlar kısmındadır)
2 yorum:
Genç sanatçıdan telli saza yeni düzen
Zeki Çağlar Namlı, 25 yaşında genç bir müzisyen. Daha da ötesi, ezgileri karanlıkta çalan, Anadolu'nun keşfedilmemiş seslerini arayan bir kâşif. Küçük yaşlarda ağabeyinin eve getirdiği bağlamayla başlayan müzikal yolculuğu, telli çalgılarda yeni bir dönem açan 'çift kutulu bağlama' buluşuyla devam ediyor.
Namlı, bugünlerde farklı bir sevinç daha yaşıyor. İlk albümü 'La Lune/Köy' müzikseverlerle geçtiğimiz günlerde buluştu.
Zeki Çağlar Namlı, Mercan Dede'den Sabahat Akkiraz'a, Selim Sesler'den Fedai'ye birçok müzisyenle yaptığı çalışmalarla tanınıyor. Ortaokul yıllarında bağlama eğitimine başlayan sanatçı, 1998 yılında Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuarı'na girdi. Bu yıllarda birçok halk müziği konserine ve farklı tarzlardaki albüm çalışmalarına bağlamasıyla eşlik eden Namlı, tezenesiz çalım tekniği ile uğraştı. Bu teknik üzerine enstrümantal besteler yaptı. Özgün çalışmaları, çeşitli ülkelerdeki müzisyenler tarafından ilgiyle karşılandı. Sisto Feroli, Peter Finger, Franco Marone, Marco Pavin, Gusseppe Consolmagno gibi müzisyenlerin eserlerini yorumladı.
Geleneksel çalış tekniklerinden çok, hissi anlayışa yönelik çalışmalar yapan Namlı, aynı anda daha fazla ses duyma gereğini hissetmiş sürekli. Bu isteği, onu çift kutulu bağlamaya götürmüş. Sanatçının, çalışmalarına 2002 yılında başladığı çift kutulu bağlama, enstrümana ikinci bir ses alanı meydana getirme amacıyla oluşturulmuş. Bunun için önce klavyenin içini boşaltmış, istediği tonu elde edemeyince sadece sırma tel kullanmış. Önceleri yadırgansa da bu teknik şimdi birçok bağlama sanatçısı tarafından kullanılıyor. Daha sonra bağlamanın sapı üzerine ikinci bir rezonans kutusu koyan Namlı, bu kutuda deri, tahta ve film kapaklar denemiş; nihayet olumlu sonuç almış. İkinci kutu, tel sayısının iki katı sesi aynı anda çıkarabilme imkanı sağladığı gibi, oktav genişliğini de iki katına yükseltmiş. Kontrbastan gitara tüm telli enstrümanlara uygulanabilme özelliğinden dolayı çift rezonans, Patent Enstitüsü tarafından telli çalgılarda yeni bir dönem olarak işaret ediliyor.
Enstrümanın adının 'çift kutulu bağlama' olması Namlı'nın mütevazılığından kaynaklanıyor. "Yoktan bir şeyi var etmedim. Var olan bir şeyden yeni bir şey keşfettim. Bu yüzden yeni bir isim vermedim." diyor. Söz konusu aletin iki rezonans kutusu olması, yepyeni bir çalım tekniğini de beraberinde getiriyor. Namlı, bu tekniği geliştirmek için de yoğun olarak çalıştığını vurguluyor. Zira buluş, dünya için olduğu gibi onun için de yeni. Buluşu, Avrupa'da kısa sürede yankı uyandırmış ve sanatçı Londra Üniversitesi'ne davet edilmiş. Yurtdışından telif hakları için teklifler gelmiş. Türkiye'deki müzik çevrelerinin ilgisizliğinden yakınan Namlı, "Bu, Anadolu'nun bağrından kopan bir buluş. Belki on sene sonra diğer telli çalgılara da uygulanıp bütün dünyada kullanılacak." diyor. Bazı çevrelerden 'Bağlamayı ne hale getirdin?' tarzında eleştiriler aldığını da söyleyen Namlı, "Ben, ne yaptığımı biliyorum. Bu enstrümanı farklı şekilde yapabilir, eleştirilerden kurtulabilirdim. Ama nereden çıktığı belli olsun diye bağlamanın üzerinde gösterdim." diyor.
Kültürler arası sentez çalışmalarına ilgi duyan Zeki Çağlar Namlı, bu anlayış içinde müzik yapacak olan bir grup hayalini de ilk albümü 'La Lune/Köy'de oluşturduğunu söylüyor. Müzikte Doğu-Batı ayrımı yapmanın doğru olmadığını söyleyen Namlı, "Müzik evrenseldir. Herkese farklı yansıyan sesler vardır. Bu sesleri alır ve yorumlarız." diyor. Albümünde yaşamındaki tüm sesleri yansıtmaya çalıştığını anlatan genç sanatçı, "Yeni bir dünyaya adım atarken insan nasıl heyecanlanıyorsa aynı heyecanı yaşıyorum. Duygularımı Anadolu'nun ölümsüz müzik coğrafyasına katmaya çalışırken daha ne kadar çok ezgi var keşfedilmemiş diye düşünüyorum." diyor.
Anadolu'nun seslerini taşıyan bir albüm
'La Lune/Köy' albümü, Akkiraz Müzik etiketiyle müzik marketlerde. Zeki Çağlar Namlı'nın Doğu-Batı müzik kalıplarını harmanlamaktan öte ses bütünlüğünü ve müziğin evrenselliğini yansıttığı çalışmada, dinleyici dünyada bir ilk olan çift kutulu enstrümanla tanışıyor. 'La Lune/Köy'de Namlı'nın besteleri dışında 'Yemen Türküsü' ve 'Uzun Dere Barı' gibi iki de türkü yorumu bulunuyor. 12 eserin bulunduğu albümdeki 10 eserin beste ve düzenlemesi Namlı'ya ait. Sanatçı, iki anonim türküyü ise yeniden yorumlamış. Köy, Mavi Kelebek ve Bir Zamanlar adlı eserler ise gelecekte Anadolu müziğinin klasikleri arasına girmeye aday.
ZAMAN
Ali Pektaş
Yorum Gönder